Hamilelikte ağlamak hamilelik dönemi, çok hassas bir dönem olup, bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişiminin temelinin atıldığı dönemdir. Anne ve bebeğin birlikte bir bütün olarak geçirdiği bu dönem bazı anneler için zorlu bir süreç olabilmektedir. Bu dönemde anne adaylarının vücutları değişim içerisindedir. Bebeğin doğumu ve sonrasında oluşacak durumlara vücut kendini hazırlar. Fiziksel değişimlerin yanında ruhsal değişimler de meydana gelmektedir. Hamilelik döneminde anne adaylarında, çevrede gelişen her duruma karşı normalin üstünde duyarlılaşma ve hassaslaşma gözlemlenmektedir. Hormonal değişiklikler, yorgunluk hali, korku, stres, annenin bebeğine karşı oluşan duyguları ruhsal ve bedensel anlamda anneyi yorabilmektedir.
Hamilelikte ağlamak, anne adaylarında sıklıkla meydana gelen bir durumdur. Bu dönemde annenin ağlaması bir dışavurum olarak nitelendirilir. Hassas bir ruh hali, ağlama eylemini tetikleyen en temel unsurdur. Hamileliğin verdiği zorlukları anne, ağlayarak üzerinden atmayı tercih edebilmektedir. Kendisinde gerçekleşen fiziksel değişimlere(el ve ayakların şişmesi gibi), ruhsal farklılıklara(bebeğin durumuyla ilgili endişe gibi) gösterdiği tepki beraberinde ağlama isteğini getirebilmektedir.
Hamilelikte ağlamak, bebekte meydana gelen zorluklar ya da meydana gelebilecek ihtimallerin akla getirilmesiyle de oluşabilir. Özellikle annelik duygusunu ilk defa yaşayacak adaylarda bu endişeler daha fazla görülmektedir. Bu deneyimin nasıl ilerleyeceğine karşı heyecan, endişe gibi duygular ortaya çıkabilir. Bu dönemde uyku sorunları yaşayan anne adayları, gün içerisinde güç kaybı sebebiyle yorgunluk yaşarlar. Dolayısıyla da bu güçsüzlük ağlama eğilimiyle kendini gösterebilir. Değişkenlik gösteren birçok faktör anne adaylarını farklı şekillerde etkileyebilmekte ve ağlama yönelimini meydana getirebilmektedir.
İçindekiler?
Hamilelikte Ağlamak Zararlı mıdır?
En temelinde hormon değişikleriyle anne adayları nedenli nedensiz ağlama ihtiyacı duyabiliyorlar. Ancak hamilelikte ağlamak zararlı mıdır? sorusu, farklı koşullar göz önüne alınarak cevaplanmalıdır. Anne adayının ağlamasının sebebi var mı? Şayet varsa bu sebepler nelerdir?
Genel anlamda her insan için bir ihtiyaç olabilen ağlama durumu hamilelikte belirli bir seviyeye kadar zararlı değildir. Bu durum sebepsiz yere ve sıklıkla yaşanıyorsa anneye hamilelik bunalımı getirebilir. Haftada iki veya üç kez ağlama durumu meydana geiyorsa normal derecede sayılabilir. Fakat bu sayının üzerinde seyrediyorsa ve sebebi bilinmeden günlük hayatı engelleyecek seviyede devam ediyorsa mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır. Hamilelikte ağlamak, anne adayının sağlığını tetikleyecek seviyeye ulaşmamalıdır. Bebeğe karşı fazla hassasiyet, beraberinde takıntılı şekilde ağlamayı getirirse bu durum anne için sağlıklı bir hamilelik döneminin yaşanmasına engel olacaktır.
Hamilelikte ağlamak, ileri seviyelere ulaşınca zararlı bir hale gelse de, anne adayının kendini ağlamamak için tutması da aynı şekilde zararlıdır. Yaşanılan sorunlara ya da kaygılara karşı ruh halini düşürmemek için kendini sıkan ve içine atarak biriktiren anne adayları da hataya düşmektedir. Ağlama eğiliminin normal bir durum olduğu unutulmamalıdır. Elbette kendini rahatlatmak için normal seviyede bir ağlama hali anne için sağlıklı olacaktır.
Hamilelikte Ağlamak Bebeği Etkiler mi?
Dünyaya gelecek bebek, anne karnındayken onun ayrılmaz bir parçasıdır. Anne, bebeğini her saniye yanında taşır. Annenin her anına bebeği şahit olmkatadır. Bu dönemde her faktör bebek için büyük önem taşır. Dolayısıyla hamilelikte ağlamak, ileri seviyelere ulaşırsa bebeği de etkileyebilmektedir. Ağlamanın nedenlerine göre oluşabilecek problemler değişkenlik göstermektedir. Sürekli ağlama halinin getireceği depresyon, annenin ruh halini ve sağlığını etkilemekle birlikte bebeğin beyin gelişimine yansıma ihtimalini de meydana getirecektir.
Kaygı bozukluğu(anksiyete) sebebiyle ağlamak, kasların sıkışmasının sonucunda bebeği etkilemesi sebebiyle prematüre doğum ihtimalini arttırabilmektedir. Bebek, annenin rutin alışkanlıklarını hissedebilmekte ve ani değişimlere uğrayan kas sistemi bebeği yorabilmektedir. Bu da erken doğumla sonuçlanabilmektedir. Unutulmamalı ki bu bahsedilen problemler ağlama halinin ileri seviyelerinin sonucu ortaya çıkabilir. Yani her anne adayı için geçerli değildir. Hamilelikte ağlamak, normal bir seviyede seyrederse henüz kanıtlanmış ciddi bir problemi tetiklememektedir. Bu anne adaylarını korkutmasın.
Stres sebebiyle ağlamak, bebeğin kişilik özelliklerine yansıyabilir. Bunun yanında yavaş gelişim dediğimiz durum da bebekte meydana gelme ihtimali taşır. Annenin vücut dengesi bozulursa bebeğin gelişiminde aksamalar meydana gelebilir ve bebeğin gelişimi normal seviyeden daha yavaş ilerleyebilir. Anne-bebek arasındaki bağ unutulmamalı ve anne, hamilelik dönemini en iyi ve en rahat şekilde atlatmalıdır. Stresli bir yaşamdan uzak durmak, üzüntüden kaçınmak, uygun ortamlarda bulunmak ve bebeği etkileyecek alışkanlıklarda bulunmamak, hem anne hem de bebek için zararlı etkilerin önüne geçecek, sağlıklı bir doğum ve doğum sonrası için iyi bir zemin hazırlayacaktır.